ByAsLaNYüReKLiBoArD
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ByAsLaNYüReKLiBoArD

ByAsLaNYüReKLiBoArD
 
AnasayfaGaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Kurani kerimde yeminler

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
Administrator
Administrator
Admin


Erkek
Mesaj Sayısı : 1012
Laune : Sinirli
Kayıt tarihi : 25/01/08

Kurani kerimde yeminler Empty
MesajKonu: Kurani kerimde yeminler   Kurani kerimde yeminler EmptyPtsi Mart 24, 2008 8:04 pm

KUR’AN-DA YEMİNLER
(KASEMAT-I KUR’ANİYE)
Allah Kur’an-da önemine binaen bir çok şeye yemin etmektedir.
Bunlarda bir çok nükte,hikmet ve sırlar mevcuttur.[1]
“Kur'an'da kasem ile temeyyüz etmiş olan ecram-ı ulviye ve süfliyeyi tefekkürden gaflet edenleri daima ikaz ederler. Evet kasemat-ı Kur'aniye, nevm-i gaflette dalanlara kar'-ul asâdır.”[2]
"Hikmetli Kur'ana kasem ederim. Sen Resullerdensin." Şu kasem işaret eder ki, risaletin hücceti o derece yakînî ve haktır ki, hakkaniyette makam-ı ta'zim ve hürmete çıkmış ki, onunla kasem ediliyor. İşte şu işaret ile der: "Sen resulsün. Çünki senin elinde Kur'an var. Kur'an ise, haktır ve Hakk'ın kelâmıdır. Çünki içinde hakikî hikmet, üstünde sikke-i i'caz var."[3]
“Cenab-ı Hak, tîn ve zeytin ile kasem vasıtasıyla, azamet-i kudretini ve kemal-i rahmetini ve büyük nimetlerini ihtar ederek, esfel-i safilîn tarafına giden insanın yüzünü o taraftan çevirip, şükür ve fikir ve iman ve amel-i sâlih ile tâ a'lâ-yı illiyyîne kadar terakkiyat-ı maneviyeye mazhar olabilmesine işaret ediyor. Nimetler içinde tîn ve zeytinin tahsisinin sebebi; o iki meyvenin çok mübarek ve nâfi' olması ve hilkatlerinde de, medar-ı dikkat ve nimet çok şeyler bulunmasıdır. Çünki hayat-ı içtimaiye ve ticariye ve tenviriye ve gıda-yı insaniye için zeytin en büyük bir esas teşkil ettiği gibi; incirin hilkati, zerre gibi bir çekirdekte koca incir ağacının cihazatını saklayıp dercetmek gibi, bir hârika mu'cize-i kudreti gösterdiği gibi; taamında, menfaatinde ve ekser meyvelere muhalif olarak devamında ve daha sair menafi'indeki nimet-i İlahiyeyi kasem ile hatıra getiriyor. Buna mukabil, insanı iman ve amel-i sâlihe çıkarmak ve esfel-i safilîne düşürmemek için bir ders veriyor.”[4]
Kasemle ilgili Kur’an-ı Kerim-den bazı örnekler:
“Ötekiler Allaha en kuvvetli yemînleriyle kasem ettiler vallahi kendilerine emredensen behemehal bilâtereddüd çıkar giderlermiş, de ki: Yemîn etmeyin, ancak bir taati ma'rufe, her halde Allah bütün yaptıklarınıza ve yapacaklarınıza habîrdir.”[5]
"Allah onları hiç bir rahmete erdirmiyecek, diye yemin ettiğiniz kimseler bunlar mıydı?" (Cennetliklere dönerek): "Girin cennete, artık size ne korku vardır, ne de siz üzüleceksiniz" derler.”[6]
“Ey Peygamber! İnsanları, azabın geleceği gün ile korkut. O gün, zalimler şöyle diyecekler: "Ey Rabbimiz! Bizi yakın bir zamana kadar ertele de senin davetine uyalım ve peygamberlere tâbi olalım." Onlara: "Daha önce ahirete intikal etmeyeceğinize dair yemin etmemiş miydiniz?" denilir.”[7]
“İman edenler: "Sizinle beraber olduklarına dair, Allah'a bütün güçleriyle yemin edenler bunlar mı?" derler. Onların bütün amelleri boşa gitmiştir ve kaybedenlerden olmuşlardır.”[8]
“Biz onlara da belâ verdik, bahçe sahiplerine verdiğimiz gibi. Hani onlar sabah olunca bahçeyi mutlaka devşireceklerine yemin etmişlerdi.”[9]
“Hayır, yıldızların yerlerine yemin ederim.”[10]
“Andolsun gördüklerinize,"[11]
“Artık o doğuların ve batıların Rabbine yemine ne gerek, elbette bizim gücümüz yeter.”[12]
“Hayır, yemin ederim o kıyamet gününe.”[13]
“Yine hayır, yemin ederim o sürekli kendini kınayan nefse.”[14]
“Şimdi yemin ederim o sinenlere (gündüzleri gözden kaybolan yıldızlara)”[15]
“Şimdi, yemin ederim o şafağa,”[16]
“Andolsun bu beldeye”[17]

TALLAHİ:

"Allah'a yemin ederiz ki," dediler, "Muhakkak siz de anlamışsınızdır ya, biz buraya fesat çıkarmak için gelmedik. Biz hırsız da değiliz."[18]
“Dediler ki: "Hâlâ Yusuf'u sayıklayıp duruyorsun. Allah'a yemin ederiz ki, sonunda eriyip gideceksin, tükenip helak olacaksın. Hayret doğrusu!"[19]
“Dediler ki: "Allah'a yemin olsun, Allah seni bize üstün kıldı. Biz gerçekten de büyük hata işlemiştik"[20]
“Dediler ki: "Vallahi sen hâlâ o eski şaşkınlığındasın."[21]
“Bir de müşrikler kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden tutuyorlar mahiyetini bilmedikleri şeylere (putlara) pay ayırıyorlar. Allah'a andolsun ki, siz bu yaptığınız iftiralardan mutlaka hesaba çekileceksiniz.”[22]
“Allah'a yemin olsun ki, biz senden önce bir çok ümmetlere peygamberler gönderdik. Ne var ki şeytan, onlara amellerini bezeyip süslü gösterdi. Bugün de o şeytan, kâfirlerin dostudur. Onlar için acı bir azab vardır.”[23]
“Vallahi biz, gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz."[24]
“Ona şöyle der: "Allah'a yemin ederim ki, doğrusu sen az daha beni helak edecektin."[25]

VALLAHİ:

“Sonra, (Onlar): "Rabbimiz, Allah'a yemin ederiz ki, biz müşriklerden değildik" demekten başka bir özür bulamayacaklar.”[26]
“O tozdurup savuranlara,”[27]
“Andolsun güneşe ve parıltısına,”[28]

“Andolsun kuşluk vaktine.”[29]
“Gökyüzüne ve târıka (sabah yıldızına) yemin ederim.”[30]
“Andolsun Tûr'a,”[31]
“Andolsun şiddetle çekip çıkaranlara,”[32]
“Usulcacık çekenlere,”[33]
“Yaydıkça yayanlara,”[34]
“İnmekte olan yıldıza andolsun ki,”[35]
“Andolsun o harıl harıl koşular koşanlara,”[36]
“Andolsun fecre.”[37]
“Hayır, andolsun aya,”[38]
“Andolsun iyilik yapılması için (o birbiri ardınca) gönderilenlere,”[39]
“Herşeyin çiftine de, tekine de and olsun;”[40]
“Dönüp gitmekte olan geceye,”[41]
“Kararmaya yüz tuttuğunda geceye andolsun,”[42]
“Geceye ve gecenin içinde olan şeylere and olsun;”[43]
“Gelip geçen geceye and olsun ki, bunların herbiri akıl sahibi için birer yemine değmez mı?”[44]
“Onu örten geceye,”[45]
“Kararıp ortalığı bürüdüğü zaman geceye and olsun.”[46]
“Sükun erdiği zaman geceye and olsun ki,”[47]
“Hayır! Rabbine andolsun ki iş bildikleri gibi değil, onlar aralarında çıkan çekişmeli işlerde seni hakem yapıp sonra da senin verdiğin hükme karşı içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın, tam bir teslimiyetle boyun eğmedikçe iman etmiş olamazlar.”[48]
“Andolsun ki sizi biraz korku ve açlık; mallardan, canlardan ve ürünlerden biraz azaltma (fakirlik) ile deneriz. (Ey Peygamber! ) Sabredenleri müjdele!”[49]
“Andolsun ki içinizden cihad edenlerle sabredenleri belirleyinceye ve haberlerinizi açıklayıncaya kadar sizi imtihan edeceğiz.”[50]
“Erkek veya kadın, mümin olarak kim iyi amel işlerse, onu mutlaka güzel bir hayat ile yaşatırız. Ve mükâfatlarını, elbette yapmakta olduklarının en güzeli ile veririz.”[51]
“İman edip iyi işler yapanların kötülüklerini elbette örteriz ve onlara, yaptıklarının daha güzeli ile karşılık veririz.”[52]
“Biz mutlaka inkâr edenlere şiddetli bir azab tattıracağız. Ve onlara yaptıkları amellerin en kötüsünün cezasını vereceğiz.”[53]
“Sizin yanınızdaki dünya malı tükenir, Allah'ın katındakiler ise tükenmez. Muhakkak ki biz, Allah yolunda sabredenleri, yaptıkları amelin daha güzeliyle mükafatlandıracağız.”[54]
“Kendilerine elçi gönderilmiş olanlara da soracağız, gönderilen elçilere de soracağız.”[55]
“(Ey elçi) Onlara var (söyle); iyi bilsinler ki, kendilerine asla karşı koyamayacakları ordularla gelir, onları, muhakkak surette hor ve hakir halde oradan çıkarırız!"[56]
“Şu bir gerçek ki, onlara o en büyük azabdan önce yakın azabdan (dünyada) da tattıracağız. Umulur ki, (kötülükten) dönerler.”[57]
“Andolsun ki kendisine dokunan bir zarardan sonra, biz ona tarafımızdan bir rahmet tattırsak, O: "Bu benim hakkımdır, kıyametin kopacağını da sanmıyorum, Rabbime döndürülmüş olsam bile mutlaka O'nun yanında benim için daha güzel şeyler vardır" der. Biz o inkâr edenlere yaptıkları şeyleri mutlaka haber vereceğiz ve onlara ağır bir azap tattıracağız.”[58]
“Ne zaman ki, azap üzerlerine çöktü, dediler ki, "Ey Musa! Bizim için Rabbine dua et, sana olan ahdi hürmetine eğer bizden bu azabı kaldırır uzaklaştırırsan, yemin olsun ki, sana kesinlikle iman edeceğiz. Ve İsrailoğullarını seninle birlikte göndereceğiz."[59]
“Ve Onlardan sonra sizi mutlaka o yerde yerleştireceğiz. Bu, makamımdan ve tehdidimden korkan içindir.”[60]
“Ve elbette kendilerini dosdoğru bir yola çıkarırdık.”[61]
“Zilhicce ayının ilk on gecesine and olsun;”[62]
“Onlar dediler ki: "Herhalde biz sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık. Eğer bu işten vazgeçmezseniz, andolsun ki, sizi hiç tınmadan taşlarız ve mutlaka bizden size pek acıklı bir azab dokunur."[63]
“Allah sizden iman edip güzel işler yapanlara, kendilerinden öncekileri yaptığı gibi onları da muhakkak yeryüzünün hükümranları yapacağına, onlara kendiler çin hoş gördüğü dinlerini kuvvetle icra etme gücü vereceğine, kesinlikle onları korkularının arkasından güvenceye erdireceğine dair, yeminle söz verdi. Onlar, hakkımda hiçbir şeyi ortak koşmayarak yalnızca Bana ibadet edeceklerdir. Artık bundan sonra kim nankörlük ederse, onlar fasıkların ta kendileridir!”[64]

“ (Fakat gerçek şu ki) elbette kendi yüklerini, kendi yükleriyle birlikte nice yükleri (başkalarını saptırmanın vebalini) taşıyacaklar ve uydurup durdukları şeylerden kıyamet günü mutlaka sorguya çekileceklerdir.”[65]
“Andolsun ki, Allah, İsrail oğullarından söz almıştı, içlerinden on iki kefil de göndermiştik ve Allah: "Haberiniz olsun Ben sizinle beraberim. Andolsun ki, eğer siz namazı kılar, zekatı verir, peygamberime inanır, kendilerine kuvvetle yardım eder ve Allah'a gönülden ödünç verirseniz, kesinlikle günahlarınızı silerim ve sizi altından ırmaklar akan cennetlere koyarım. Bundan sonra içinizden her kim nankörlük edip küfre saparsa, artık düz yolun ortasından sapmış, kendini zayi etmiş olur." diye buyurmuştu.”[66]
“Bunun üzerine Rableri, onların dualarını kabul etti. (Dedi ki Ben, erkek olsun kadın olsun -ki hep birbirinizdensiniz- içinizden, çalışan hiçbir kimsenin yaptığını boşa çıkarmayacağım. Onlar ki, hicret ettiler, yurtlarından çıkarıldılar, benim yolumda eziyete uğradılar, çarpıştılar ve öldürüldüler; andolsun, ben de onların kötülüklerini örteceğim ve onları altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacağım. Bu mükâfat, Allah tarafındandır. Allah; karşılığın güzeli O'nun katındadır.”[67]
“Firavun (kızgınlık içinde) dedi ki: "Ben size izin vermeden O'na iman ettiniz ha! Anlaşıldı ki o size sihri öğreten büyüğünüzmüş! Ama şimdi bileceksiniz: Andolsun, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim, hepinizi çarmıha gerdireceğim!"[68]
“Firavun: "Ben size izin vermeden mi ona iman ettiniz? O, muhakkak size sihir öğreten büyüğünüzdür. And olsun ki, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve muhakkak sizi hurma dallarına asacağım. Böylece hangimizin azabının daha şiddetli ve devamlı olduğunu bileceksiniz" dedi.”[69]
“Onları mutlaka saptıracağım, muhakkak onları boş kuruntulara boğacağım, kesinlikle onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını yaracaklar (putlar için nişanlayacaklar), şüphesiz onlara emredeceğim de Allah'ın yarattığını değiştirecekler (dedi). Kim Allah'ı bırakır da şeytanı dost edinirse elbette apaçık bir ziyana düşmüştür.”[70]
“Allah: "Ey Rabbim, beni azdırmana karşılık yemin ederim ki. kesinlikle ben yeryüzünde onlar için tezyinat yapacağım ve hepsini azdıracağım!”[71]
“Nefse ve ona birtakım kabiliyetler verene,”[72]
“Andolsun o incire, o zeytine,”[73]
“Sina dağına”[74]
“Ve bu güvenli beldeye andolsun ki,”[75]

[1] Mektubat.Bediüzzaman Said Nursi.389,511.

[2] Muhakemat.agy.14.

[3] Sözler.382.

[4] Mektubat.390.

[5] Nur.53.

[6] A’raf.49.

[7] İbrahim.44.

[8] Maide.53.

[9] Kalem.17.

[10] Vakıa.75.

[11] Hakka.38.

[12] Mearic.40.

[13] Kıyamet.1.

[14] Kıyamet.2.

[15] Tekvir.15.

[16] İnşikak.16.

[17] Beled.1.

[18] Yusuf.73.

[19] Yusuf.85.

[20] Yusuf.91.

[21] Yusuf.95.

[22] Nahl.56.

[23] Nahl.63.

[24] Şuara.97.

[25] Saffat.56.

[26] En’am.23.

[27] Zariyat.1,1-4.

[28] Şems.1.

[29] Duha.1.

[30] Tarık.1.

[31] Tur.1.

[32] Naziat.1.

[33] Naziat.2.

[34] Mürselat.3,1-5.

[35] Necm.1.

[36] Adiyat.1.

[37] Fecr.1.

[38] Müddessir.32.

[39] Mürselat.1.

[40] Fecr.3.

[41] Müddessir.33.

[42] Tekvir.17.

[43] İnşikak.17.

[44] Fecr.4-5.

[45] Şems.4.

[46] Leyl.1.

[47] Duha.2.

[48] Nisa.65.

[49] Bakara.155.

[50] Muhammed.31.

[51] Nahl.97.

[52] Ankebut.7.

[53] Fussilet.27.

[54] Nahl.96.

[55] A’raf.6.

[56] Neml.37.

[57] Secde.21.

[58] Fussilet.50.

[59] A’raf.134.

[60] İbrahim.14.

[61] Nisa.68.

[62] Fecr.2.

[63] Yasin.18.

[64] Nur.55.

[65] Ankebut.13.

[66] Maide.12.

[67] Al-i İmran.195.

[68] Şuara.49.

[69] Taha.71.

[70] Nisa.119.

[71] Hicr.39.

[72] Şems.7,1-8.

[73] Tin.1.

[74] Tin.2.

[75] Tin.3.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://byaslanyurekli.yetkin-forum.com
 
Kurani kerimde yeminler
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» KURANI KERIMI HEM DINLE HEM OKU
» Kurani kerim cep hatimleri
» Kurani kerim turkce meali
» Kurani kerim almanca meali
» Kurani kerim Fransizca meali

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ByAsLaNYüReKLiBoArD :: °º¤ø,¸¸,ø¤º°`°º¤ø,¸DINI KOSE °º¤ø,¸¸,ø¤º°`°º¤ø,¸ :: Islami bilgiler-
Buraya geçin: