Yüzme Bilirsin Degil Mi? Hocanin iki karisi varmiş. Bir gün ''en cok hangimizi seviyorsun''diye sorarlar hoca söylemek istemez. Yeni karisi:
- ikimizde göle düşsek,önce hangimizi kurtarırdın?demiş.
hoca eski eşine,
- sen biraz yüzme biliyordun degil mi?
Kusur Nerede Hocannın bir gün kadıya işi düşmüş.Demişlerki kadı
haraç ve rüşvetyiyen bir adamdır.Bir çömlek bal götür yoksa işin
hallolmaz Hoca sinirlenmiş bir boş kavanoz almış ve içini balçıkla
doldurmuş ve üstüne halis oğul bal sıvamış.Gitmiş kadıya cömleği bir
yana koymuş başlamış derdini anlatmaya tabi kadının gözü
baldaymış.Hemen ilamı vermiş .Ve bal kadının evine gitmiş . Kadı
sofrada balı açmış ve ne görsün incecik balın altında bi de ne görsün
balçık var. Kadı mübaşire çobuk o nasreddini buraya çağır ilamda hata
olmuş düzelteyim. Ertesi gün mübaşir nasreddini bulur ilamda bir hata
olmuş vericimişsin kadı söyledi
Nasreddin : git kadıya söyle hata ilamda değil bal çömleğinde
Kavuk Bir varmış bir yokmuş bir gün Nasreddin hocaya bir
mektup gelmiş. Mektup arapçaymış. Mektupu ez çevirmiş düz çevirmiş
okuyamamış. Yoldan geçen birine sormuş:
- "Yav"
demiş:
- "Şu mektubu okusana"
demiş. Adamda okuyamaış. 3 kişiye daha sormuş onlarda okuyamamış. Daha sonra birine sormuş:
- "Ne yazıyo burda?
demiş. Adamda bilememiş. Hocaya demişki:
- "Yaşından başından utan çok bilirim diye kavukla gezersin sonrada bi mektup bile okuyamassın yuh sana"
demiş. Hocada sinirlenmiş:
- "Çok biliyosan al bu kavuğu tak kafana hoca ol sen oku bakalım" demiş.
Utanmış.. Nasrettin hoca yine bir gün evinde yalnızken ewe bir hırsız girdiğini farketmiş.doğruca yüklüğe girerek saklanmış.
Eve büük ümitlerle girmiş bulunan hırsız alt katı,odaları birer birer dolaşıyor ama bir türlü çalacak bir şey bulamıyormuş.
Sonunda
hocanın bulunduğu odaya girer.burada da bir sey bulamayınca son bir
ümitle yüklüğü açar ve birdenbire hoca ile karsı karsıya gelir.
--Şey!burada işin ne senin?diye sorunca.
hoca:
--Kusura bakma!der.evde çalacak bie sey olmadığı için senden utancımdan buraya saqlandım
:D:D:D:D:
On Akçelik Peştemal Timur bir gun yanina Hoca'yi da alarak Aksehir'in
Meydan Hamamina gider. Soyunup pestemallara sarinip sicak bolume
gecerler. Gobek tasinda oturup bir yandan sohbet ederken bir taraftan
terlerler. Derken Timur Hoca'ya sorar.
-Hoca sen bir deryasin! kiymet bicmesini bilirsin. Su halimle ben kac para ederim?...
Hoca;
-On akce der.
Kendisine bu kadar az kiymet bicilmesi Timur'u kuplere bindirir.
-Bre gafil sen bana nasil on akce ettigimi soylersin bu parayi sadece pestemal yapar! deyince
Nasreddin Hoca boynunu bukerek;
-Pestemali hesapa kattim zaten! der.
Allah Gibi Mi Kulu Gibi Mi? Nasrettin Hoca'ya buğdayların hasat zamanı harman yerinde bir miktar buğdayı köylüye paylaştırma ricasında bulunmuşlar.
Hocada köylüye dönerek nasıl dağıtayım?Allah gibi mi kulu gibi mi demiş köylüler hemen atlamış ve Allah gibi demiş.
Hoca
peki demiş başlamış buğdayı dağıtmaya birine bir avuç vermiş birine bir
teneke birine de bir ton köylü itiraz etmiş böyle pay olurmu diye.!!
Hocada ben kulunun payına razı olsaydınız herkese eşit dağıtırdım.
Fakat Allahın adaletine göre bakın etrafınıza kimine bir avuç kimine bir ton demiş
)
Bizim Tekir Nerede? Hoca'nın canı bir gün etlice bir yahni ister...
Kasaba gidip bir okka et alır, eve gönderir.
Hoca'nın
karısı yahniyi pişirirken komşuları çıkagelir. Gözü gönlü tok, eli açık
olan kadıncağız komşularına yahni ikram eder. Komşular, yemeğin
tamamını yiyip bitirir ve dönerler evlerine.
Bütün gün yahni
özlemiyle akşamı zor eden Hoca evine döner. İştahla oturur sofraya.
Biraz sonra karısı önüne bir tabak bulgur aşıyla bir kaşık koymaz mı?
Hoca hiddetlenerek sorar ne olup bittiğini.
"Efendi," der karısı, "Eti bizim Tekir yedi."
Bu
sözü duyan Hoca sinirlenerek eline bir sopa alır ve Tekir kediyi
aramaya koyulur. Bir süre sonra Tekir görünür, bir deri bir kemik...
Yürüyecek gücü yok, iskelet gibi...
Hoca şaşkın : "Hatun, yahnilik
eti şu bizim Tekir mi yedi?" diye sorar. Karısı da "Evet Efendim, o
hınzır yedi." diye cevap verir.
Bunun üzerine Hoca alır eline el
terazisini ve tartar Tekir kediyi... Tam bir okka çeker Tekir. Bunun
üzerine karısına şöyle çıkışır
Hoca :
"Hatun! Şu gördüğün bizim Tekir tam bir okka geldi. Öyleyse, yahnilik et nerede? Şayet et bu ise bizim Tekir nerede?"
Acemi Bülbül Nasreddin hoca ve arkadaşları bir gün ağacın
birindeki eriklere göz dikmişler bir kişi gözcü olmuş bir kişi
toplayıcı nasreddin de çıkmış ağaca başlamış erikleri yolup yolup aşağı
atmaya tam o sırada ağacın sahibi gelmiş lan ne yapıyosun:
nasreddin ne desin bal gibi çağala hırsızlığı sonra:
abi ben bülbülüm, ağaca kondum ötüyorum
ağaç sahibi : öt de göreyim nasreddin başlar ötmeye adam derki ne biçim
ötüyon nasreddin lafı yapıştırır : Acemi bülbül ancak bu kadar öter